Garip bir dünyada yaşıyoruz. Hepimiz bu durumun fazlasıyla farkındayız. Bu noktada sıralayabileceğimiz çok sayıda madde olsa da, özellikle son dönemde dikkatimi çeken bir husus var. O da, nezaket dediğimiz davranışlar bütününün insanlarca zayıflık olarak algılanması. Sanki artık geçer akçe nezaketsiz insanlarmış gibi hissediyorum.
Konuyla ilgili olarak ilk etapta nezaketin ne anlama geldiğine değinmek istiyorum. Kelimenin özüne indiğimizde karşınızdaki kişiye karşı ince, zarif, düşünceli davranmak olarak tanımlanabilir. Tabii ki bunu yaparken herhangi bir çıkar gözetmiyor olmanız gerektiğini de bilmelisiniz. Bu biraz basit bir tanımlama olmuş olabilir. Fakat ilk adımı atmak açısından yeterli olacaktır diye düşünüyorum. Yinede nezaketi biraz daha geniş kapsamlı ele almamız gerekirse;
Aristoteles “Retorik” kitabında, nezaket için şöyle bir tanımlama yapıyor. “İhtiyacı olan birine yardım etmek, hiçbir şeye karşılık değil, yardımcının kendisinin yararına değil, yardım edilen kişinin yararına.”
Aristoteles’in yaptığı tanımı günümüzde yapabilecek kaç kişi tanıyorsunuz? Bu soruyu çok samimi soruyorum, biraz düşünüp kendinize bir cevap verin. Vereceğiniz cevap nezaket hususunda ne kadar vahim bir durumda olduğumuzu özetliyor olacak.
Nezaket Neden Önemli?
Nezaket aslında hayatımızın her alanında var. Olması da gerekiyor. Gözlerinizi açıp güne başladığınız an itibariyle nezaketli ya da nezaketsiz tavırlar ile karşılaşıyorsunuz. Kimisinin farkına varıyor, kimisinden ise haberimiz dahi olmuyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, “teşekkür ediyorum” gibi kelimeler nezaketin en güzel temsilcilerindendir. Bu sözcüğü gün içerisinde ne kadar duyuyorsunuz? Karşınızdaki insanlara ne kadar söylüyorsunuz? Birisi sizin için en basitinden de olsa bir şey yaptığında teşekkür etmeyi mi seçiyorsunuz? Yoksa sizin için yapılanı bir hak olarak görüp, es mi geçiyorsunuz? Aslında nezaketin zayıflık olarak algılanması da tam olarak bu noktada başlıyor. Bu zaten benim hakkım ya da bunu zaten yapmak zorunda dediğiniz an nezaketten de feragat etmeye başlamış oluyorsunuz.
Nezaket Gerçekten de Zayıflık Olabilir mi?
Nezaketin zayıflık olarak algılanmasında temel sıkıntının globalleşen dünya olduğunu düşünüyorum. Yeni neslin tabiri caizse internetin kucağına doğmuş olması, insanların internet sayesinde dünyanın dört bir yanına ulaşabilmesi gibi faktörler kişiyi daha bireysel, daha ben merkezli hale getirdi. Ben merkezli olmak beraberinde bencilliği, ben her şeyden daha önemliyim olgusunu tetikledi. Hal böyle olunca da kimse karşısındaki kişi önemsemez, düşünmez hale geldi. Bunun bir sonucu olarak da insanlara teşekkür etmek gibi sabit bir nezaket gösterisini dahi yapmaya erinir hale geldi. Dikkatlice bakarsanız her geçen gün insanların daha egolu, kendini daha önemli sandığı bir ortama doğru gidiyor gibiyiz.
Günlük yaşantımda nezakete dikkat eden birisi olarak, zaman zaman bunun sıkıntılarını yaşamıyor değilim. En basiti iş yerimden örnek verebilirim. İnsanların maaş karşılığı olarak yapmaları gereken şeylerde dahi teşekkür etmeye özen gösterir, insanlarla emir kipi kullanarak değil rica ederek iletişim kurarım.
Peki, bunun sonucu ne oluyor dersiniz? Bir süre sonra insanlar yaptıkları işi zaten yapmaları gereken bir şey olarak görmekten vazgeçip, rica üzerine yaparmış gibi davranmaya başlıyor. Bunun sebebi ne olabilir? İnsanlar neden o işi yapmak için maaş almalarına rağmen rica edildiğinde bunu farklı algılamaya başlıyorlar? Bunun sebebinin nezaketin bir süre sonra zayıflık gibi algılanıyor olmasına bağlıyorum. Hani normalde o şeyi yapmayacakmış ama ben rica ettiğim için, gönlüm olsun diye yapıyormuş gibi. Yani bana hak etmediğim bir şeyi veriyor gibi düşünüyorlar kendilerini. E bu da haliyle egoyu bir güzel pompalıyor.
Nezaketi Unutan İnsanlar Topluluğu
Sosyal medyayı aktif kullanan birisiyseniz, “alfa olmak” gibi garip bir tanımla da mutlaka karşılaşmışsınızdır. Sözünü ettiğim tanımın internet ortamındaki karşılığına baktığınızda ne göreceksiniz? Ben sizlere direkt olarak söyleyeyim. Kaba, nezaketsiz, bencil tavırlar, göreceğiniz şeyin tam karşılığı bunlar olacak. Buradan yola çıkarak da nezaketten uzaklaşmanın özellikle genç nesil tarafından “havalı” bir şey gibi algılandığını düşünmeye başladım. Bunun yanı sıra mevcut siyaset anlayışının da insanları hoş görülü olmaktan uzaklaştırdığına dair güçlü bir inanca sahibim. Biraz olsun geçmişi gözümüzün önüne getirelim. Herkesin daha nazik, daha anlayışlı ve kibar değil miydi? Eskiden insanlar ne iş yaparsa yapsın giyiminden kuşamına, konuşmasından hal ve hareketlerine kadar daha titizdi sanki. Şimdi ise durum pekte öyle değil. Maalesef ki nezaketi unutan insanlar topluluğu olma yolunda emin adımlarla ileriliyoruz.
Sonuna Kadar Nezaketi Savunacağız!
Günümüzde insanlara kibar davranmak ya da anlayışlı olmak bir zayıflık değil tabii ki. Çoğu için böyle algılanıyor olsa da, nezaket size çok şey kazandıracak bir olgu. Hele ki bir de nezaketin önemini biraz olsun anlayan insanlarla yaşantınızı paylaşıyorsanız. Bırakın insanlar kaba olmanın, nezaketsiz davranmanın havalı bir tavır olduğunu düşünedursun, biz sonuna kadar nezaketi savunmaya devam edeceğiz. Şimdi içinizden bazıları, “sen niye durup dururken nezakete bu kadar taktın ki?” diyebilir. Sizi bilmiyorum ama beni gerçekten çok rahatsız eden bir konu bu.
Nazik, naif, anlayışlı ya da duyarlı insanların sömürülmeye açıkmış gibi görülmesi. O yüzden de nezaketi yanlış yorumlayan insanlarla karşılaştığım vakit, öyle ya da böyle bunun yanlışlığını belirtmez isem içim rahat etmiyor. Hal böyle olunca, beni bu kadar rahatsız eden bir şeyi bloğumda yazmama bir engel göremiyorum. Diyorum ya, nezaketi her ortamda, her şekilde sonuna kadar savunacağım.
Bununla birlikte eğer ki içeriği beğendiyseniz, buradan diğer içeriklerimize de göz atabilirsiniz.
Sonuna kadar katılıyorum, nezaket artık kaybettiğimiz bir kavram..
Nezaket ancak bu değeri içinde taşıyan insanların algılayabileceği bir kavram günümüzde nezaket göstermemiz gereken tek kişi kendimiziz.