Bazı sözcükler sadece okunduğunda ortaya çıkan anlamından ibaret değildir. Çok daha fazlasını ifade eder. Hatta kimisi, insanın kendine duyduğu saygıyı gösterir hale dahi gelebilir. Bu sebeple de gündelik yaşamda kullandığınız kelimelere dikkat etmeniz gerekiyor. Sözünü ettiğimiz güçlü anlamlara sahip kelimelere örnek vermek gerekirse de, ilk sıralarda “hayır” kelimesi yer alıyor. Hayır diyebilmek, sizi düşündüğünüz gibi negatif biri yapmıyor. Aksine kendinize duyduğunuz saygıyı da en güzel şekilde göstermiş oluyor.
Her Kelimeyi Gönül Rahatlığı İle Kullanabiliyor muyuz?
Kelimelerin gücü vardır. Yansıttıkları anlam gibi söylendiği esnada ortama yayılan bir güç. Bu yüzden de bazı kelimeler bir çırpıda çıkıverir ağzımızdan. Bazıları ise kaya kadar ağırdır. Söylemekte dahi zorlanır insan. Mesela, hayır diyebilmek zordur. Hemen herkes için zor gelir, ağırdır, öyle kolaylıkla çıkmaz ağızdan. Bunun nedeni, hayır kelimesinin gücüdür aslında. Aynı zamanda taşıdığı anlam da hayır diyebilmeyi zorlaştırır. Birçok kişi eveti kullanabildiği ölçüde, hayır kelimesini kullanmayı beceremez. Bu noktada da akla, “her kelimeyi gönül rahatlığı ile kullanabiliyor muyuz” sorusu gelir. Benim cevabın maalesef ki kocaman bir HAYIR! Kullanamıyoruz. Neden peki? Bunu hiç düşündünüz mü?
“Hayır” Aslında İyi Biri Ama Çevresi Kötü
Hayır kelimesini kullanmak gerçekten de zor bir iştir. Bunun sebebi hayır kelimesinden kaynaklı da değil üstelik. Diğer bildiğiniz çoğu kelime gibi nötr bir anlamı olsa da, içinde kullanıldığı cümle sebebiyle negatif bir algıya sahip. Yani, “hayır” aslında iyi biri lakin çevresi kötü diyebiliriz. Bu yüzden de hayır demekte zorlanıyoruz hepimiz. Fakat bu noktada atladığımız bir kısım var. Hayır diyemediğimiz sürece, aslında kendimiz olmaktan uzaklaşıyoruz.
Bir nevi benliğimizden vazgeçiyoruz. Normal şartlarda yapmayacağımız veyahut kabul etmeyeceğimiz şeyleri sırf hayır demekte zorlandığımız için kabul ediyoruz. Başlangıçta çok büyük bir problem gibi görünmüyor olsa da, bunun alışkanlık haline gelmesi durumunda kendinize olan saygınızı da kaybettiğinizi gözlemleyeceksiniz. Bu sebeple de bizi zor durumda bırakacak isteklerde ya da istemediğimiz konularla ilgili olarak “hayır” cevabını verebildiğimiz ölçüde kendimize olan saygımızı da korumuş oluyoruz.
“Evet” Kolaya Kaçmaktır
İster iş hayatında, isterse de özel yaşantımızda olsun pek çok zorluk ile karşılaşıyoruz. Vermemiz gereken kararlar, tercih etmemiz gereken seçenekler geliyor sıklıkla önümüze. Bu kararları alırken de genel itibariyle şartlardan bağımsız olarak karar vermek pek mümkün olmuyor. Birçoğumuz ikili ilişkilerinde ya da iş hayatında kolaya kaçma eğilimindeyiz. Bizden yapılmasını istenilen şeyler de çok gönüllü olmasak bile “evet” demek gibi bir alışkanlığımız var. Bunu neden yapıyoruz? Bunun en temel sebebi aslında sözünü ettiğimiz “hayır” kelimesinin ağırlığından kaynaklanıyor.
Hayır diyebilmek nasıl zor geliyorsa, evet diyerek de kolaya kaçıyoruz. Karşımızdaki kişiyi kırmamak, kaybetmemek ya da üzmemek için kendimizden feragat ediyoruz. Hani biraz evvel size hayır kelimesinin kendinize olan saygınızla direkt olarak bağlantısı olduğundan söz etmiştim ya, o bağlantı tam da burada kuruluyor işte. Hayır diyemediğimiz için kendimizden veriyoruz. Neden kolaya kaçmayı tercih ediyoruz ki biz? Hayır diyebildiğimiz vakit gerçekten de kötü bir insan mı oluyoruz?
Hayır Diyebilmek Sizi Kötü Bir İnsan Yapmaz
İnsan sosyal bir varlık. Kimisinin ki az, kimisinin ki çok, fakat hepimiz belli bir ölçüde de olsa sosyalliğe sahibiz. Hal böyle olunca da kaygılarımız da kendiliğinden oluşuveriyor. Sahip olduğumuz sosyalliği koruma güdüsü ile hareket ediyoruz. Bu noktada bize bir tercih sunulduğunda, hayır dersek kötü bir insan olacakmışız gibi büyük yanılgılar içerisine düşebiliyoruz. İlk olarak şu konu da bir anlaşmamız gerekiyor. Hayır diyebilmek sizi kötü bir insan yapmaz. Fakat çoğu zaman öyle ikilemler içerisinde kalıyoruz ki, hayırın taşıdığı negatif anlamın ağırlığı ile eziliyoruz.
Örneğin, bir ilişkiniz olduğunu varsayalım. Mutlusunuz, her şey yolunda gidiyor. Öyle ciddi problemler de yaşamıyorsunuz. Fakat karşınızdaki kişi sizden bir şey istediğinde ona hayır demekten geri duruyorsunuz. Neden? Onu kaybetme korkusunda mı? Aranızın bozulması ya da sırf onun istediği bir şeyi yapmadığınız için yaşanacak problemden mi çekiniyorsunuz? Peki, hadi bu korkulara boyun eğdiniz varsayalım. İstemediğiniz bir şeyi sırf hayır diyemediğiniz için kabul ettiniz. Peki ya sonrası? Her seferinde bu şekilde kendinizden ödün vererek nereye kadar yol alabileceksiniz ki? Hayır demediğiniz sürece artan taleplere ne kadar daha karşılık vereceksiniz? Farkında mısınız bilmiyorum ama sadece gereken yerde hayır diyemediğiniz için giderek kendinizden uzaklaştığınız bir durumun içindesiniz. Buna gerçekten gerek var mı?
Hayırın Yükünü Hafifletin
Hayır kelimesinin ağır olduğundan söz ettik. Bu yüzden de kullanımının herkes için zor olduğunu ve kullanılmadığı zaman da kendinize olan saygınızı kaybedeceğinizden de bahsettik. Hayır kelimesi madem ki bu denli önemli bir kelime, gereken yerde bunu kullanmayı nasıl öğreneceğiz? İlk olarak kelimenin ağırlığını biraz azaltmak gerekiyor. Birisi sizden bir şey istediğinde ona sadece “hayır” demek zor olacaktır. O zaman bu ağırlığı hafifletmek için neden hayır dediğinizi açıklayarak başlayın işe. “Benden istediğin şey bana kendimi kötü hissettiriyor.
Bu yüzden hayır, yapamam” gibi bir cümle kurmak emin olun kelimenin yükünü hafifletecektir. Ya da “söylediğin yere gitmeyi sevmiyorum o yüzden gelmek istemiyorum” minvalinde, içinde açıklamayı da barındıran reddedişler sizi düşündüğünüz kadar negatif bir duruma da sokmamış olacak. İşin aslına bakacak olursak, bir şeyi istemiyorsanız, istemiyorsunuzdur. Yani bununla ilgili olarak açıklama yapmanıza dahi gerek olmamalı çoğunlukla. Fakat bizler daha yeni yeni hayır diyebilmeyi öğreniyoruz. Bu sebeple de işimizi kolaylaştıracak adımları atmaktan da zarar gelmeyecektir.
Belkilerden Kaçının
Hayır diyebilmek zor geliyorsa şayet birçoğumuz onun yerine belkilere sığınırız. O an için durumu kurtarmak ya da geçiştirmek maksadıyla yapılan bu eylem, aslında sizi daha da sıkıntılı bir duruma sokuyor. Çünkü çoğunlukla karşı taraf sizin belkinizi, evet olarak algılıyor. Lakin siz evet demediniz. Yani sizin açınızdan ortada bir kabul ediş söz konusu değil. En başında direkt olarak hayır deseydiniz karşınızdaki kişiyi bir nebze üzecektiniz belki ama şimdi iş daha da karmaşık. İkinizin olayı ele alış biçimi 180 derece zıt. Bu yüzden netlik her daim daha iyidir. En başında hayır demeyip, belki ile geçiştirdiğiniz her olay, sonrasında başınızı daha da çok ağrıtacaktır, buna emin olun.
Özgürleşmek Zorundayız
Yazımın başlığında da belirttiğim gibi, hayır diyebilmek sizi özgürleştirir. İstemediğiniz şeyleri yapma mecburiyetinden kurtarır ve bu da yaşadığınız hayatı daha keyifli hale getirir. Mecburiyetler çoğunlukla can sıkar. Bu can sıkıcı kısımdan arınmanın yegane yöntemi ise, tercihin size bırakıldığı anlarda hayır diyebilmekten geçiyor. Korkmayın. Hayır dediğiniz için insanlar sizi kötü birisi olarak ilan etmeyecek. Hoş, sırf hayır dediğiniz için birilerince kötü ilan edilecekseniz, varsın öyle düşünsünler. Bu kafa yapısı ile size yaklaşan insanlar sizi her halükarda kötü insan kategorisine dahil etmenin bir yolunu bulurlar. Kısacası çok da dert değil yani.
Son olarak eğer ki içeriği beğendiyseniz ana sayfaya dönerek, diğer içeri de incelemeyi ihmal etmeyin.
1 Comment